Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Kasım 2014 Perşembe

Kendinizle İlişkiniz -1...

Yaşamınızda bir şeyler ters gittiğinde hele bir de her şeyi sizin berbat ettiğinizi düşündüğünüzde ne hissediyorsunuz?

Herkes geçmişte bir takım hatalar yapmıştır. Yanlış kararlar ,yanlış seçimler veya uğramış olduğu haksızlıklar ,iftiralar, kötü davranışlara birçok kişi maruz kalmıştır. Geçmişte her ne yaşandıysa şu an için artık geçerliliği kalmamıştır. Oysa ki ne yazık ki geçmişte yaşananlar pek de peşinizi bırakmıyor olabilir. Bu durum ise sizi şimdiki zaman da yani an da kalmanızı engelleyerek sürekli geçmiş zamanda yaşamınıza neden olmaktadır. An ın içinde kalamamak ise sizi yaşamdan zevk almayan ,korkularınızla birlikte, güvensiz , mutsuz bir yaşama itiyordur. Sabahları yorgun kalkan , kendini sürekli sinirli hisseden, etrafıyla sağlıklı ilişkiler kuramayan biriyseniz dikkat etmelisiniz. Böyle olmanızın sebeplerinden biri de geçmişiniz peşinizi bırakmıyor , başka bir deyişle siz geçmişinizi bırakmıyor olabilirsiniz .

Birinci kural her şeyden önce geçmişinizi kabul etmeyi başarmakla işe başlayabilirsiniz.
Öncelikle geçmişte ne kadar sizi üzen şey yaşadıysanız bunları kabul etmekle işe başlayın. Kendinize bu kadar yüklenmek yerine bir daha aynı şeyleri yaşamamak adına neleri fark ettiğinize bakmalısınız. Ayrıca tüm bu yaşadıklarınızdan hangi güçlü yönlerinizi kullanarak çıktınız. Bunlara bakmalısınız. Esas gelişiminiz sizi siz yapan işte tam da bu olumsuz gibi görünen hatalarınız ve olaylarınız.Bu şekilde geçmişinize farkındalıkla yaklaşırsanız , aynı hataları yaparak aynı durumlara düşme ihtimalinizi de engellemiş olursunuz .

İkinci kural geçmişte ki hataları ve kendinizi bağışlamayı öğreneceksiniz.
Zira kendinizi bağışlamayı başaramazsanız karşınızdakini bağışlamayı hiç başaramazsınız. Bilmediğiniz bir şeyi yapamazsınız.

Her zaman hatalar oluyor ve olmaya da devam edecek. Bu hatalar bazen çok da acı verici olabiliyor. Biz başkalarına ,başkaları da bize hatalar yapıyor ve yapacaklar. Hatalar karşısında vereceğiniz tepkilerinize dikkat etmelisiniz. Verdiğiniz bu tepkiler size daha da fazla yük getirmesin. Sizin o an için bağırıp çağırmanız veya öfkeden deliye dönmeniz hiç bir şekilde karşı tarafa bir mesaj olmayacaktır tam tersi sizin üzerinize çok daha fazla yük getirecektir. Şöyle düşünün o kişi başka türlü davranmasını bilmiyordu. O an için sadece bildiği gibi davrandı. Siz aynı şekilde karşılık verdiğinizde o kişinin tepki seçimini yaşıyorsunuz , kendi seçiminizi değil fark ettiniz mi ?

İyi ve kötü diye bir ayrım da size fayda getirmeyecektir. Dolayısıyla evet bazen gerçekten kötü olaylar olsa bile esas etkili olan bu olayın sizi etkileyiş biçimidir. Sizde ki etkisi kalıcı mı geçici mi zira sizin bu olaya yüklediğiniz anlam ve algınız olayın etkisini ve süresini belirler.

Olanı bir kez kabullenmek ve yolunuza devam etmek sizi özgürleştirir. Kendinizi bir tüy kadar hafif hissetmek ve önünüze bakmak istiyorsanız bunu yapın.

Yaşam geriye doğru gitmiyor. Sadece ileriye doğru gider. Hadi yolunuza devam edin
Kendinizi ve geçmişinizi kabullenin ve bağışlayın.
O sizsiniz....


24 Kasım 2014 Pazartesi

Kendinizi Değerlendirmek

Kendinizi Değerlendirmek...


Kişinin kendini dürüst bir şekilde değerlendirebilmesi önemlidir. Bunun için yüksek bir farkındalık seviyesi gereklidir. Buna ÖZ- FARKINDALIK  denir.

 Nedir bu öz- farkındalık ?

Öz- Farkındalık kişinin kendi ile ilgili güçlü ve zayıf yanlarını,duygularını,değerlerini,ihtiyaçlarını en dürüst şekilde analiz etmesidir. Ve kişi ancak öz- farkındalığını artırarak yaşamda ilerleyebilir ve gerçek yaşamını yaşar. Bir başka deyişle kendi yaşamının lideri olabilir. Aksi mümkün değildir.

Şimdi siz de kendiniz için şu çalışmayı yapın. Öncelikle rahatsız edilmeyeceğinize emin olduğunuz bir yere gidin. Ve orada rahatlamak için nefes egzersizleri veya meditasyon yapın hangisi size iyi gelirse onu yapın ancak mutlaka rahatlattın kendinizi. Rahatladığınıza emin olduktan sonra aşağıdaki sorulara cevap verin. Sorulara cevap vermeden önce sizin için daha önce doruk deneyim yaşadığınız bir veya bir kaç ana geri gidin.

1- Sizin o dönemde ilişkileriniz nasıl idi ?
2- En güçlü yönleriniz nelerdi ?
3- Olmazsa olmaz kişisel değerleriniz nelerdir?
4-Sizi en çok hangi becerileriniz ile tanıyorlar ?
5-Kendinizi güçlü gördüğünüz alanlarınız nelerdir?
6- An ın içinde kaldığınız zamanlar ne zamanlar ?

Bu sorulara vereceğiniz dürüst cevaplar sizin kendiniz hakkında size gerçek bilgiler verecektir. Şimdi kendinizi dürüstçe değerlendirdikten sonra kendi yaşam tarzınız , sizi yansıtan kişiliğinizi sürdürebilmek için kendi Kişisel Yaşam Tarzınızı  yazın.Size bunun la ilgili bir örnek veriyorum.

KİŞİSEL YAŞAM TARZIM :

Öğrenen , gelişen , yenilikçi , tutkulu , paylaşmak için istekli , iş birliği yapmaya hazır , sezgileri bütünselci , açık fikirli....

Bu sizin her zaman kendi kişilik tarzınızı sürdürmenize destek sağlaması açısından fayda göreceğiniz bir çalışmadır...


8 Mayıs 2014 Perşembe

Çalışmanın Mutluluğunuza Katkısı Olabilir mi ?

Çalışmanın mutlu olmamıza veya mutsuz olmamıza katkısı hangi orandadır bilemiyorum. Ancak çalışmadan aylaklık yapmanın mutsuzluğa katkısı çok olduğuna inananlardanım. Bir kısım insanların da  çok çalışmaktan ciddi mutsuz olduklarını biliyorum. Sevmedikleri işler yaptıkları için mutsuzlar.

İnsanların büyük bir bölümü bir işte çalışarak ,çok da zevk almadan çalışmaya devam ediyorlar. Ve haklı olarak onlar zamanlarını , kendi istediklerini yapmaya ayırarak geçirmeyi özlüyorlar. Bu durum ancak ne yapmak istediklerini bilmeyenler için bir tuzak olabiliyor. Zira boş zamanlarını anlamlı geçiremeyenler bir süre sonunda derin bir iç sıkıntısı ile karşılaşıyorlar. O zaman da sevmedikleri ancak hiç olmazsa zamanlarını nasıl geçireceklerini düşünmeden bir işlerinin olması en iyi seçenek oluyor aslında. Ancak bunu fark edemiyorlar. Fark ettiklerinde ise belki de o işi kaybetmiş oluyorlar.

Çoğu insanlar boş zamanlarını geçirmek için yapmaya değer bir şey bulmakta zorluk çeker. İşte tam da bu sebepten ötürü bu insanların çalışması , onlara farkında olmadıkları mutluluk hali getirir. Aksi ise mutsuzluktur. İnsanlar sevmedikleri bir işte çalışıyor olsalar bile , hiç çalışmayan ve boş zamanlarını değerlendiremeyen kişilere göre daha mutludurlar. Yapılan işte anlam bulmak ve bunun için işine daha da sarılmak önemlidir. İnsanların becerilerine yönelik işlerde çalışıyor olmaları mutlu olmaları için gerekli en yüksek sebeplerden biridir. Çünkü bu iş onlara iç tatmin ve doyum getirir. Bazen sadece amacınıza uygun olduğu için daha düşük maddi imkanlara sahip işlerde çalışıyor olabilirsiniz. Veya şu an için sizi tatmin etmeyen ancak yüksek gelirli bir işte çalışıyor olabilirsiniz. Burada ki motivasyonunuz yüksek gelirdir. Bu da belki sizin olmak istediğiniz yer için bir ara geçiş sağlayabilir. Sonuç olarak hiçbir şey yapmıyor olmaktansa, gideceğiniz bir işinizin olması fark etmesenizde sizi daha mutlu ediyor.

Çalışmak , bir şeylerle meşgul olmak kesinlikle tembel tembel zaman geçirmekten sizi daha fazla mutlu edecektir. Hele ki boş zamanlarınız için gerekli hazırlığınız yoksa.Şayet boş zamanlarınız için bugüne kadar gerekli hazırlığınız yoksa hemen harekete geçin.Ve yapmaktan keyif alacağınız bir uğraş edinin. Çok geç olmadan...

Kendiniz için yaşamı daha da keyifli hale getirecek uğraşlar ve koşullar geliştirin !...Bunun içinde önce gerçekten ne yapmak istediğinize odaklanın ve kararınızı verin. Hemen harekete geçin en azından bundan sonrası için yaşamınızı daha keyifli hale getirecek uğraşlarınız oluşturun ve koşullarınızı yaratın...